10 Ocak 2012 Salı

Rüzgar

Bir yanım mutluluk
bir yanım delilik.
Mutluluğun kıyısında
Deliliğin uçurumundayım.
Bir rüzgar esse delireceğim.
Hayallerim patlayıp dağılacak.
Acılarım fışkıracak kıpkırmızı...
Ayağıma dolanacak yalnızlığım.
Safını seçmemiş aşk.
Uzaktan izliyor beni,
Kanatlarını açmış
karanlık bir melek gibi...
İfadesiz...
Uçuruma bakıyorum.
"Uçuruma baktığında, uçurum da sana bakar."
Mutluluk saçlarımı dalgalandırıyor.
Aşkın kanatları kıpırtısız.
Delilik gözlerime dikmiş gözlerini
Rüzgarı bekliyor.


31.12.11/10.01.12

Kirpiklerimdeki Kış

Bulutlar dağılıp gökyüzü uyandığında
Güneş gözlerimi acıtır.
Cebimde her zaman bir tutam kar olur
Kirpiklerime serpmek için.
Gece olduğunda parlar gözleri ayın...
Hiçbir zaman burada olmadın.
Yağmurlar yağıp nehirler çağladığında
bir ağacın altına sığındım.
Bana hep yalnız olduğumu öğrettin
ve bunun için sana teşekkür ederim.
Artık biliyorum,
Gözleri acısa da çiçekler hep güneşe döner.
Düşüp ağladıklarında çocuklar
Sonunda hep oyuna geri dönerler.
Artık biliyorum evet,
Sadece ben varım sevmek için.
İçim gece,
Yüzüm gündüz
Kar var hep cebimde.
Kalbimde ise buzdan bir söz.

20 Aralık 2011 Salı

***

Hangi kader çizdi bu yolu?
Yüreğime bu acıyı,
hangi Tanrı koydu?


20.12.2011

13 Aralık 2011 Salı

Ölüm Meleği

İşte seni buldum.
Sevgili Azrailim...
Hayat sonunda
kesiştirdi yollarımızı...
Bu dönüşü olmayan kavşakta
Gözgöze, diz dizeyiz!
Benim güzel ölüm meleğim.
Gözlerin nasıl da içten!
Ne de samimi!
Sarılışın nasıl da sıcak
Nasıl da yumuşak dudakların...
Biliyorum, beni hemen öldürmeyeceksin.
Yavaş yavaş çalacaksın ömrümden.
Çoktan yaptığın gibi...
Ruhumun ucuna attığın kesik
ben ölene dek sızlayacak.
Hayır, korkmuyorum.
Evet, çekip gidebilirim buradan.
Ama gözlerin gözlerimdeyken,
Sarılışına esirken bedenim
Nasıl gidebilirim?

13.12.2011

Miras

Sıcak kan damarlarında bir kalp gibi
atar, atar, atardı.
Öldürmenin şehveti gözlerinde
bir yıldız gibi parlardı.
Mermerden oyulmuşcasına kusursuz teni
ve bir ölüye ait buz gibi elleri
teninde şefkatle dolaştı.
Vermek istediği şey ölümsüzlüktü,
lanetiydi, mirasıydı.
Gücü sonsuzdu.
Fırtınaların içinde uçarak yolculuk ederdi.
Verebileceği tek şey buydu.
Soğuk parmakları tenini ürpertiyordu.
Şefkati ve sevgisi içini acıtıyordu,
Yapayalnızdı bu lanetli yaratık.
İkisi de birbirlerinin içini okuyordu.
Tıpkı bir sevgili gibi sarılmışlardı.
Yaratığın öpücükleri ürpertici ve şehvetliydi.
Vermek istediği tek şey ölümsüzlüğüydü.
Ama almak istediği sadece kan değildi.
Hayır, değildi.
Bu zavallı muhteşem varlık
umutsuzca insan olmak istiyordu.
Teni yeniden sımsıcak olmalı
kalbi yeniden atmalı
Yeniden bir sevgili olabilmeliydi.
Oysa yapabileceği tek şey vardı.
İhtiyacı olan ve de istemediği...
Kurbanını şefkatle sardı
sevgiyle sardı onu
ve verebileceği tek şeyi verdi.

30.10.2011

Karanlık Taraf

Nefesimi tutup aynaya baktığımda
Gözlerim gözlerime değercesine
Ta en içeriye, öteki tarafa
Ben, ben değilim.
Yo, hayır, sen değilsin.
Ben benim, belki bu tarafta
Kimbilir, belki de sen sensin
Öteki diyarda,
Karanlık tarafta.
Ama gözlerimiz birbirine değdiğinde
hiçbirimiz burada değiliz.
Nefesini sakın bırakma,
Ayna buğulandığında
Kim hangi tarafta asla bilemeyiz.


*Stephen King'in "Zifiri karanlık, yıldızsız gece" romanından esinlenilmiştir.
28.10.2011

24 Ekim 2011 Pazartesi

Soğuk Nefesim

Nefes alamıyorum Tanrım.
Ve yanımda
kıpırdamadan yatıyor
nefes almayan arkadaşım.

Üzerimizde binlerce hayat.
Ben
ikimizin yerine de
nefes alabilir miyim?
O
ikimizin yerine de
ölebilir mi?

Gece soğuk Tanrım.
Arkadaşımın üzerini örtebilir miyim?