13 Aralık 2011 Salı

Miras

Sıcak kan damarlarında bir kalp gibi
atar, atar, atardı.
Öldürmenin şehveti gözlerinde
bir yıldız gibi parlardı.
Mermerden oyulmuşcasına kusursuz teni
ve bir ölüye ait buz gibi elleri
teninde şefkatle dolaştı.
Vermek istediği şey ölümsüzlüktü,
lanetiydi, mirasıydı.
Gücü sonsuzdu.
Fırtınaların içinde uçarak yolculuk ederdi.
Verebileceği tek şey buydu.
Soğuk parmakları tenini ürpertiyordu.
Şefkati ve sevgisi içini acıtıyordu,
Yapayalnızdı bu lanetli yaratık.
İkisi de birbirlerinin içini okuyordu.
Tıpkı bir sevgili gibi sarılmışlardı.
Yaratığın öpücükleri ürpertici ve şehvetliydi.
Vermek istediği tek şey ölümsüzlüğüydü.
Ama almak istediği sadece kan değildi.
Hayır, değildi.
Bu zavallı muhteşem varlık
umutsuzca insan olmak istiyordu.
Teni yeniden sımsıcak olmalı
kalbi yeniden atmalı
Yeniden bir sevgili olabilmeliydi.
Oysa yapabileceği tek şey vardı.
İhtiyacı olan ve de istemediği...
Kurbanını şefkatle sardı
sevgiyle sardı onu
ve verebileceği tek şeyi verdi.

30.10.2011

Hiç yorum yok: